Merhaba Sevgili Ben
Arabanın buğulu camını elinle silersin ve o lanet buğu asında camın dışındadır ya..
İçimde bir yerlerde sakladığım insanlar var benim. Yılda bir kaç defa uzaktan izlediğim.
Onlar içinde zor. Babaları öldü. İnsanın babası ölür mü?
Ambulans seslerinden nefret ederim, tam 6 yıldır.
Tabut denen saçmalığı da sevmem ve toprakları.
Ben, yani ne bileyim sadece büyük insanlar ölür sanırdım. İşte ananemin annesi mesela ne kadar üzücü olabilirdi ki ölümü..
Sırayla ölüm diye bir şey olmalıydı.
Ne zaman burnumuzu soktuk senin işine sevgili Tanrı?
Ve niye onca kalbi kuru insan varken bizi seçtin cezalandırmak için..
Kızıyor musun bunları söyledim diye?
Onca konuşmalarımızı bir yana bırakıp kızacak mısın şimdi bana?
Saçlarımın hiç uğruna kısa olması canımı acıtıyor. Onun dışında iyiyim.
Acılarını gösterirsen insanlar bundan beslenir diyor bir çok arkadaşım.
Mutluluğumu gösterirsem de nazara gelirmişim.
Peki ben hangi ara kendim için yaşayayım?
Bari onu da söyleyin.
Biz onlardan daha şanslıyız demişti başka bir arkadaşımda. Biz,yani acıyı en derinlerinde yaşayanlar, dibe vurup çıkınca mutluluğun ne yüce olduğunu daha iyi anlıyoruz.
O adam var ya.. Ve o kadar doğru ki.. Hadi '' ben hiç oynayalım ''... Belki sarhoş oluruz. Ya da ayılırız kim bilir..
Tadı fena halde güzel bir şarkı dinliyorum tamı tamına 48 saattir. 48 saattir kanıma karışmasını izliyorum sözlerinin..
Mutsuz ölmek istemiyorum.
İnsanları düşünerek geçirdiğim bir ömürde.
Hareket çekip gidebilecek kadar güç, sigarasını paylaşacak bir adam ve bana ait bir ömür dışında.
Hiçbir şey..
Bugün güzel olsun
Yarında.
Sonrası ve hikayenin sonu da.
Hadi şimdi bir sigara ve bir fincan kahve ve nokta
İçimde bir yerlerde sakladığım insanlar var benim. Yılda bir kaç defa uzaktan izlediğim.
Onlar içinde zor. Babaları öldü. İnsanın babası ölür mü?
Ambulans seslerinden nefret ederim, tam 6 yıldır.
Tabut denen saçmalığı da sevmem ve toprakları.
Ben, yani ne bileyim sadece büyük insanlar ölür sanırdım. İşte ananemin annesi mesela ne kadar üzücü olabilirdi ki ölümü..
Sırayla ölüm diye bir şey olmalıydı.
Ne zaman burnumuzu soktuk senin işine sevgili Tanrı?
Ve niye onca kalbi kuru insan varken bizi seçtin cezalandırmak için..
Kızıyor musun bunları söyledim diye?
Onca konuşmalarımızı bir yana bırakıp kızacak mısın şimdi bana?
Saçlarımın hiç uğruna kısa olması canımı acıtıyor. Onun dışında iyiyim.
Acılarını gösterirsen insanlar bundan beslenir diyor bir çok arkadaşım.
Mutluluğumu gösterirsem de nazara gelirmişim.
Peki ben hangi ara kendim için yaşayayım?
Bari onu da söyleyin.
Biz onlardan daha şanslıyız demişti başka bir arkadaşımda. Biz,yani acıyı en derinlerinde yaşayanlar, dibe vurup çıkınca mutluluğun ne yüce olduğunu daha iyi anlıyoruz.
O adam var ya.. Ve o kadar doğru ki.. Hadi '' ben hiç oynayalım ''... Belki sarhoş oluruz. Ya da ayılırız kim bilir..
Tadı fena halde güzel bir şarkı dinliyorum tamı tamına 48 saattir. 48 saattir kanıma karışmasını izliyorum sözlerinin..
Mutsuz ölmek istemiyorum.
İnsanları düşünerek geçirdiğim bir ömürde.
Hareket çekip gidebilecek kadar güç, sigarasını paylaşacak bir adam ve bana ait bir ömür dışında.
Hiçbir şey..
Bugün güzel olsun
Yarında.
Sonrası ve hikayenin sonu da.
Hadi şimdi bir sigara ve bir fincan kahve ve nokta
Yorumlar
Yorum Gönder